bugün

entry'ler (48)

rakibi x e x eksi y yakalamak

(bkz: rakibi az adamla yakalamak)

uludağ sözlük bayan yazarlar resimli kataloğu

katalog çok rağbet görünce ingilizce çevirisi de yapılmış. orjinal eseri anlamayanlar için de bir kapak içi yazısı bulunmakta:
"
in this catalogue, the writer is actually trying to give a message to the the dumb teenish girls who were members of uludag sozluk. these mentioned female writers were only declaring their genders in their entries (ie. "my ex-boyfriend should die. i'm alone now, huh what a relief to be a beautiful and alone girl in this world.") and giving nothing else except their sexual information, in order for others (especially male writers) to know about them. according to the author, the main purpose of these "girlish" entries is just for finding boys to come towards, just like flies rushing for a pile of shit to eat. author finally get sick of these stupid stuff and and decided to make this catalogue for an ironic message. so no other silly girls would fill their teenie-girlie stuff inside uludag sozluk, and also find proper boys who may want to talk to them. but the income was marvellous so she continued the project for profit.
"
evire çevire okudum yine bir şey anlamadım gerçi. türkçesi iyiydi de çevirisi kötü

alimacgraw

yamulmuyorsam 3 senedir çeşitli internet sitelerinde yazarlık yapıyor. ekşi'de* başlayan kariyeri (teyid edemedim ama galiba "mordeve" nickini kullanmıştı) sonrasında başka sitelerde de yazarlık yaptı; gezdi, gördü, okudu yazdı. bir şeyler kapmıştır elbet onca zamanda diye düşünüyorum. ayrıca aldığı sorumluluk sonrasında ilgilendiği bu sitenin iyiliğine bir şeyler yapmaya çalışacağı da su götürmez bir gerçek. insan sevmediği bir sitede bu tip sorumluluk almaz çünkü. bu birinci konu.

ikincil olarak değinmek istediğim husus; bazı entrylerinin çerçeve içerisine alınarak "bakın bakın ne kadar kötü bir yazar" şeklinde afişe edilmesi. bu biraz bel altı çalışmaktır ve cımbızlama yapmaktır. etik olduğunu düşünmediğim bir yöntem ile "kötü" olarak birisini yaftalamak doğmamış çocuğa don biçmektir bu durumda ve kişinin yazarlığı ile moderatörlüğünün sınırlarını ayıramamaktır aynı zamanda. birinin -gayet subjektif yaklaşım ile- "kötü" diye nitelenen yazılara sahip olması, bir kişinin objektif gerekçelerle sınırları belirlenmiş kurallara göre sözlükteki yazılara müdahale etme pozisyonuna sahip olmasına engel olmamalıdır.

üçüncü bir nokta, hesabını tek başına kullanmadığı ve bir başka sözlük yazarı ile ahbaplığı olduğu için karar alma becerisine gölge düşeceği yönünde eleştiriler de alıyor. iyi de bu, onun moderatörlük görevini yapmasına engel olacak bir konu değil, zaten tanımlı kurallar kapsamında yapacak işlerini di mi benjamin. ha eğer bir x kişisi "y" kişisine söver de yaptırıma maruz kalırsa, bu "y" nickli yazarın mod kankası olmasından dolayı değildir. cıkcık ayıp ama. yapıcı eleştiri lazım.

son olarak da yeterli zaman tanınırsa kendisinin de diğer tüm yazarlardan birisinin de olabileceği gibi iyi bir yönetici olacağını düşünüyorum diye ekleyeyim. bu zaman tanıma konusunda uludağ sözlük yazarlarının bir kısmının ne kadar agresif olabileceklerini "uludag sozluk hukuk kurulu" konusunda görmüştüm. aşırı tepki vermiş hırçın yazarlar avukatları çarmıha gereceklerdi neredeyse, daha dün gibi gözümün önünde yaşananlar. o ne bukkakeydi be ahah. neyse, diyorum ki az sabredilse ve rayına otursa yapılan işler, elbet uludağ sözlük kazanacaktır, ve tabi ki yazarları da bundan yararlanacaktır. sabır sabır sabır diliyorum hepimize, yanlış yapsa da zamanla doğruyu bulur mavzubahis arkadaş diye desteğimi veriyorum.

haydi hayırlı olsun.

başladığı işi bir türlü bitiremeyen problem işçi

ortaokul yıllarında en çok sövülen insandır. sonra komünist parti niye %0.01 oy alıyor bu memlekette derler. işçilerden nefret eder hale geldik, bilinçaltımıza hep kaypak insanlar olarak kaldı bu işçi sınıfı.
- ustam kaç güne biter buranın badanası
- boyanın kuruması da dahil 4 günde tertemiz yaparız inşallah
- hmmmmm... (iç ses: 4 gün diyor ama işi yarıda bırakıp giderse 8 günde yapan birine ben bu işi ihale ederim, sonra kalan işin yarısında da öbür bıraksa 6 günde yapan birisine denk gelirsem sonra 2 gün ordan 1 gün de o çalışacak ama 4 gün olacak 8 gün çünkü onun süresi, kalan da 3 gün çalışsa allah'ım bitmez bu iş üüü)
- abey? çocuklara haber edeyim mi boyaları alsın gelsinler.
- defol lan evimden, allah hepinizin belasını versin!!!
- abey?? * (bkz: dolan havuzu bosaltan musluk/#2941711)

recurrens

(bkz: recurrence)

merve ye yasla

merve'yi tavladıktan sonra yapılması buyrulan ilk iş. daha zorlu bir mücadele olacağı söyleniyor.

merve yi tavla

(bkz: merve ye yasla)

aşk acısı çeken birini vurmak

(bkz: coup de graçe)

erkeklere güvenmeyen kız

10 numara hedeftir. buldunuz mu kaçırmayın.
dişi vatandaş bu güvensizlik ortamından ötürü erkeklerden kendisini uzak tuttuğu için, adeta doğaya yabancılaşmış ve hayvanat bahçesinde tutulmuş aslan gibi olmuştur. vahşi ama tecrübesiz: savaşma yetilerini kaybettiği için saldırgan tavırlarını savuşturduğunuz anda onu altedebilirsiniz.
ayrıca erkeklere güvenmediği için, ona bir manita, potansiyel gibi değil de, arkadaş, kanki gibi yaklaşın, kesinlikle yazmayın. altın kural budur. eski aşklarını anlattırın, erkeklere sövün, arada kendinize de sövün ama (objektivite). sonrasında bir şekilde kucağınıza düşecektir(tecrübe konuşuyor). başta "eski olduğuna emin olduğunuz" erkek arkadaşı olmak üzere, onun nezdinde tüm erkek milletine sövün ve bu ürkek dişiden "ama sen farklısıoann" tepkisini bekleyin. bu cümleyi duydunuz mu tamamemen sizin demektir. el değmemiş konca gülünüzü poposundan ısırsanız gam yemez. sonraki aşamaları anlatmayacağım, biraz da yaratıcılığınızı kullanın ya, herşeyi devletten beklemeyin.

yani neymiş, erkeklere güvenmeyen kız kendisini sosyal yaşamdan soyutladığı için bizzat kendine kötülük etmekteymiş. gızlar, sözüm size: erkeklere güvenin, sorun çıkartmayın, naz yapmayın pls.

uludağ sözlük hukuk kurulu

hata: entry girerken 20 saniye kuralı.
(devam)

aslında burada bahsi geçmemiş çok kural var daha, keşke herkes bir kez tck'yi ve madde gerekçelerini okusa. neyse, önemli olan kuralların yapıcı biçimde uygulanması di mi benjamin. inşallah bu kurul da işini bilinçle yapar. moderasyon konusunda ise diyebileceğim pek bir şey yok, basit bir uludağ sözlük yazarı olarak diyebileceğim şeyler ise şunlar: yönetim işine soyunmadan evvel okur olmak gerekir, okurluk sonrası yazar olmak ve sonrasında format hakimiyeti ve en son da başkalarının ne yazıp ne yazamayacağına karar verecek o tırt makam olan moderasyon geliyor. hukuk danışmanlığı ile moderasyon ayrı olsa ve yazarların entryleri ile arada bu şekilde bir soyutlama olsa daha işlevsel olurdu sanki... bilemiyorum... (epeyce nokta var bu kısımda)

son sözlerim: yükleri ağır, sorumlulukları da geniş. inşallah başarılı olur bu kurulumuzun üyeleri. huh.. yoruldum. bol bol okudum bu konuyu, arada gelir yine okurum, aklıma geldikçe yazarım (sabahın köründe yazdığım bu yazıdaki mallıklarımı da bol bol editlerim sanıyorum). çapı herhangi bir sözlükte yazmasına yetmeyecek kadar sınırlı, entarilerinde ironi yapmayan kediniz azureel iyi günler diler.

(¹): şikayet edemeyeceğim diye sövmeyin sakın, sağlam yerlerde tanıdıklarım var benim. izinizi bulur, gece yattığınız yataktan aldırırım. derinizi yüzdürtdürttürürüm!

uludağ sözlük hukuk kurulu

bence moderasyonun amacı sözlükten yazı silinmesini sağlamak değil, sözlüğe yazı yazılmasını sağlamaktır. bu noktadan hareket edersek; uludağ sözlük hukuk kurulu işini yaparken; kesin karar veremediği bir entry konusunda "silinebilir" yorumu yapmak yerine, "silinmeyebilir" diyebilmelidir. fifa hakemlerine "ofsayttan emin değilsen, bayrak kaldırma" diyor, bu da onun gibi uygulanabilir. ha bir de mahkemede alınan bir karar, temyiz edilebiliyor en nihayetinde; unutmayalım. yani hukukçuların kararları "kati" değildir, olamaz. yazar olarak bunun bilincindeyiz sanırım.

ikinci konu, hukuki süreçler yalnızca anayasa, tck, cmk gibi yerlerden hareketle çizilmiyor sanırsam. hukuk okuyanların yalancısıyım, onlara tck ezberletmiyorlar, mantığı öğretiyorlar. çünkü subjektif yorum yapılması gereken bir yer olan beşer dünyasında, kesin karar almak imkansız, yorum farkı ise kaçınılmazdır. ceza kanunundan örnek vermek gerekirse; meşhur bir tck md. 318 vardır. (bkz: halkı askerlikten soğutma)

"md. 318. (1) Halkı, askerlik hizmetinden soğutacak etkinlikte teşvik veya telkinde bulunanlara veya propaganda yapanlara altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir. (2) Fiil, basın ve yayın yolu ile işlenirse ceza yarısı oranında artırılır."
(kaynak: http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/1414.html)

maddenin gerekçesinde ise bunun açıklaması çok güzel verilmiş.

"Madde, halkı askerlik hizmetinden soğutacak etkinlikte, teşvik veya telkinde bulunmayı veya propaganda yapmayı cezalandırmaktadır. Vatanın düşman güçlerine karşı korunması bakımından her Türk vatandaşının askerlik hizmetini severek ve isteyerek yerine getirmesi şarttır. Esasen askerlik hizmetine yönelik duygu, vatandaşlığın zorunlu gereği olan vatana sadakat borcunun bir parçasını oluşturur. Söz konusu duyguyu tahrip etmek veya zayıflatmak maksadıyla vatandaşları askerlik hizmetlerinden soğutma yolunda teşvik veya telkinlerde bulunmayı veya propagandayı suç hâline getirmek suretiyle madde, millî savunmayı koruma amacını gütmektedir.
Telkin ve teşvikin veya propagandanın askerî hizmetten soğutacak kuvvette olması koşulu ile söz, yazı, işaret, küçültücü imgeler veya bunların benzerleri marifetiyle yapılması suç oluşturacaktır. Teşvik veya telkin geniş sayıda kişilere yönelik olmayan fesatçı fiil olduğu hâlde propaganda çok daha geniş ve önceden belirli olmayan gruplara yönelik etkin telkin ve teşvikleri ifade etmektedir.
Maddenin son fıkrasına göre, fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi, ağırlaştırıcı nedendir."
(kaynak: http://www.ceza-bb.adalet.../mevzuat/maddegerekce.doc)

entrydeki içeriğe göre silinip silinmesine siz karar verin. bence bu yazı gayet açık biçimde, eleştirileri ve kişisel fikirleri yazılabilir kılıyor. provokasyon ise ayrı konu.

bu basit bir örnek: kime, ne şekilde hitap edilip edilemeyeceği ancak mahkemede, hakimin takdiri ile belirlenebilecek bir şey. ek bilgi; geçen aylarda recep tayyip erdoğan'ın, kendisi hakkındaki ileri geri yazılara maddi manevi tazminat gerekçesi ile açtığı sayısız dava; topyekün düşürülmüştür (bilenler bilmeyenlere anlatsın). hakimin davaların reddi ile ilgili gerekçesi ise, "göz önünde olan bir kişinin, yaptığı iş gerekçesi ile eleştiriye açık olması gerekmektedir." benzeri bir şeydi (yanlış hatırlamıyor isem). benzer şekilde, celebrity denilen, topluma mal olmuş kişiler de eleştiri ve kendileri hakkında yorum yapılmasını kabullenmek zorundadır. bu arada mal kelimesinde cinas yaptım, selam ederim. elbette ki bu yorumlar "onun bunun çocuğu" şeklinde olamaz, kişilik haklarına saldırıdır bu (tck 125). ama bir şarkıcıya "karga sesli" demek bu kapsamda değerlendirilemez sanıyorum ki, ifade özgürlüğümüz var nitekim (swh).

ayrıca önemli bir nokta, yamuluyorsam düzeltin ama, sözlük bir "kamusal alan" değil "basın yayın kuruluşu" statüsündedir. bu noktada yazılanlardan esas sorumlu kişi, bu yazıların halka ulaşmasını sağlayan hostingçi dayı ve internet sitesinin üzerine kayıtlı bulunduğu "arda akın" kişisidir; hakkında dava açılacak kişi de onlardır. bir de pratikte uygulaması pek mümkün gözükmeyen şey var, sözlük yazarı takibi sistemi yani. o kullanılmamakta. "size söven o yazıyı şu kişi yazmıştır" demekle, bu yazıların internet üzerinden iletilmesi suçundan feragat etmiş bulunmuyor site yöneticileri. disclaimer'da "bana ne" demek, "girmeyin siteye" demekle bu sorumluluk da üzerimizden atılmıyor (as far as i know).

bir de internet bağlantılarını backtrace etme konusunda gezegenimizde başarılı işler yapılabilmesi de ne kadar mümkün bilemiyorum. paranoyak bir açıklama ile az evvelki savımı destekleyeyim: bir kaç aşamadan oluşan transparent proxy ağı ile, sırası ile israil, çin, venezüela, rusya üzerinden hoplaya zıplaya bir siteye istediğinizi yazabilir/yapabilirsiniz. emniyet güçlerinin bu ülkelerdeki site yetkilileri haberleşip, bağlantıyı geriye doğru takip etmesi 3 sene falan sürer herhalde(yaşasın bürokrasi). bağlantı detaylarını servis sağlayıcılardan almak için ayrı ayrı ülkelerde mahkeme kararı çıkartmak, giriş kayıtlarının proxy sağlayıcıların arşivlerinden silinme vaktinden evvel olmayacaktır kuvvetle muhtemel. bilemiyorum tabi detayları, salladım bu kısmı (hehe) geçelim.

bir diğer nokta da, nick meselesi. sözlükteki nickimiz, arkasında gerçek bir insan yazıyor olsa da, bize (insana) ait değil. yani "azureel orospu çocuğudur" diyen birisini şikayet edebileceğim bir makam yok(bu konudan emin değilim, kurallar çok sık değişiyor. yine de entry sonundaki notu okuyun (¹)). vice versa, azureel'in "orospu çocuğu" dediği bir kişinin de "bana sövüyor bu azureel kişisi" diyeceği bir yer yok(belki de artık vardır?). yine de unutmayalım, davalar kişiye değil siteye açılıyor (daha önce üç beş internet sitesi davası inceledim, ordan biliyorum). bunun bir boşluk mu, yoksa esneklik mi olduğuna karar veremedim. yani bir avukata gitsem desem "bana sövüyorlar" diye "sigigi" der, hakim de bana "sigigi" diyeceği için olsa gerek. tuhaf.

bir de aklıma geldi not düşeyim: kişiye hakaret durumlarında, suç unsuru oluşması için zatın şikayeti olması lazımmış. bir porno yıldızı için "xlavia saintus yüzyılın en büyük orospusudur" desek, bu bir suç mudur, evet. peki xlavia saintus veya kendisinin ikinci derece akrabalarından birisi bizi şikayet edecek midir, kuvvetle muhtemel hayır. öyleyse bu yazı burada kalabilir(bence). kanuna göre, kişiye hakaret durumlarında kraldan çok kralcıların başvurusu değil; mağdurun ikinci dereceye kadar kan bağına sahip akrabalarının şikayeti veya kişi ismi ile vakıf yürüten kuruluşların resmi başvuruları esas alınıyor. bu yüzden, eğer silinmesi için başvuru yapılmayacağı yönünde moderasyon üzerinde bir kanı oluşmuş ise, yazı sözlükte kalabilir. yazarın ifade özgürlüğünü -hıyarca olsa bile- kullanmasına izin vermek gerekir kanımca, en başta dediğim gibi moderasyon yazı silmek için değil; yazı yazdırmak için sözlüklerde hüküm sürmektedir.

geçelim bir başka kıllı konuya; geriye yönelik uygulamalara yani. merak ettiğim şey, kurulun geçmişte yazılmış hukuka aykırı yazılar konusunda alacağı tavır. tüm yazarlar bu aşamada devreye girmeli ve eline çekirdeğini, popcornunu alıp izlemek yerine, duyarlı olup ellerinden geldiğince moderasyona yardımcı olmaları gerekiyor (imho). meşhur bir televizyoncu babamız vardı, skandal videosu olan hani. misal onun hakkında ileri geri yazılanlar var, bunların elden geçmesi gerekiyor. açık konuşmak gerekirse, benzer içeriği bir başka sözlükte yazanlar olsa ve ben de yöneticisi olsam, sorgusuz sualsiz atardım bu söven kişileri. ama yazarların korunması gerekli ve zamanında bilmedikleri kurallar üzerinden cezalandırılmamalı körpe dimağlar. bu yüzden dikkatli olmak, insiyatifi kimseyi üzmeyecek şekilde kullanmak gerekiyor, falan oluyor, filan oluyor.

sonraki konumuz: sözlükteki argo ve küfürlü metinlerin kullanımı. sözlük, disclaimer adı verilen (feragatname de deniyor galiba) dipnot ile; bizlere 18 yaş üstü ahlaksız içerik açısından bir rahatlama imkanı vermiştir.ayrıca "lann çükümmm napıyon la hıyarağası.. dün gece yengenle bi başlamışız var yaaa...." şeklinde bir yazı yazmak, anayasada veya türk ceza kanununda veya sözlü kanunlarda tanımlanmış bir suç değildir diye düşünüyorum. bir internet sitesindeki yazarların ellerinden küfür kullanma lüksünü almak ciddi bir iştir ve sorumluluğu ağırdır. argo ile küfrün sınırını belirlemek ise imkansıza yakın bir iştir, ki piyasada argo sözlüklerde geçen ifadeler yüzünden yazarlarının hapis yatması lazım bu mantıkla. velhasılı, sinkaflı hakaret ifadesini kastetmiyorum, küfür diyorum, hah bunların silinmemesi lazım. (kişisel fikrim)

zımnen saydırma konusunda ise, mağdurun tespiti esastır (ve tabi ki mağdurun başvurusu yine önemli). "anaokulundan üniversiteye kadar hiç durmadan anası bilmem kim hanımı, babası bilmem kim beyi, kovaladığı kargaları, gittiği mektebi, başına getirildiği kolordunun numarasını falan ezberlediğimiz liderlere verilen genel isimdir." şeklinde bir metin gayet muallaktır ve karşılığında bir yaptırım uygulanması pek mantıklı değil. "bu yazı üzerine dava açılır mı" sorusunu sorarsanız kendinize ve niye entrynin silinmemesi gerektiğini düşündüğümü anlayın.
- bu arada ege üniversitesi biyoloji bölümünde okuyan yeşil gözlü, 165 boyunda 45 kilodaki, maşa gibin parmaklara, incecik ayak bileklerine sahip antalyalı kız, seni seviyorum.
(siz tanıdınız mı arkadaşı? mağduru bulana 100.000 lira veriyorum)

intihal suçu için ise bildiğim kadarı ile şarkı sözü ve şiir gibi metinler için geçerli değil. şiir kitabını sözlüğe paste etmekten bahsetmiyorum tabi (telif hakları ayrı), ama halkın genel kabulünü görmüş ve geniş kitlece bilinen bir eser parçası için de intihal yapılmış denilemez. kaldı ki, intihal olsa bile mağdurun şikayeti söz konusu olmaz sanıyorum.

hata: entry çok uzun. (10306 karakter. max: 10000 karakter.) - hata kodu: oha

lua

dc++ clientlarını konfigüre etmek için sıklıkla kullanılan (başka da kullanıldığı yer görmedim aslında) primitif bir scripting dili olmakla birlikte, kelime anlamı olarak * "ay" anlamına gelmektedir. ayrıca amblemi de dünya göz hastanesinin amblemi ile aynıdır, bu da beşiktaşa giderken yolda aklıma gelen böyle bir tespitimdir.

space ine mayolu fotografini koyan erkek

marcus schenkenberg ise makul karşılanabilecek erkektir.

öpüşürken gözleri kapamamak

- mmg mmm (gözler kapalı)
- mm.. (gözler açılır) aa bi saniye
- noldu tatlım
- napıyoruz biz ya
- yiyiş?
- ay ama çok saçma değil mi, salyalar falan böyle dudak dudağa?
- ney?
- ayrıca hiç hijyenik değil, öpüşmeyelim lütfen bi daha
- noluyo lan
(bkz: maymun gözünü açtı)

tiesta gera

kelime dağarcığı biraz daha büyük olsa, özendiği büyüklerinin yanında adı anılabilir. ama bu hali ile *gözümdeki statüsü pek parlak değil.

her ay regl olmak

ergenlikte üreme olgunluğuna erişen her kadın, menopoza girene kadar anne adayı kabul edilir ve sağlıklı bir anne adayında olması gereken özelliktir her ay regl olmak. polikistik over benzeri bir rahatsızlığı yoksa da düzenli olarak adet görür.

msn postmaster

halen beta olan bir ms hizmeti. güzel fikir aslında.
http://postmaster.msn.com/

postmaster

mail serverlardaki admin hesabına verilen ananevi isim*. c-all* tarzı bir hesaptır, domain altında kayıtlı olmayan hesaplara da atılan mektuplar, buranın inboxında birikir ve bu arkadaş da size "bende öyle bir mail yok, yanlış numara" diye cevap yazar. çoğumuzun kendisi ile tanışıklığı bu şekilde olmuştur.
(bkz: msn postmaster)

spam

efsane domuz eti konservesi.
(ara: spam)

uludagsozluk com uzantılı mail çılgınlığı

catch all hesaplara paranoyak bakan bendenizin uzak durduğu çılgınlıktır. sözlük bağyanları ile olan yazışmalarımı, veya msn şifremi kimseden sakladığım yok yanlış anlaşılmasın; togo reis-i cumhuru ile olan posta trafiğim devlet sırrı, o yüzden kullanmıyorum.